Her sene sona erip bittiğinde yaşadığımız bazı olaylarda hüzne kapılıyoruz, bazılarında pişmanlık duyuyoruz ve bazılarında ise verdiğimiz doğru kararların hazzını ya da mutluluğunu yaşıyoruz. Her sene tekrarlamış olduğumuz bu sorgulamaların ise tek bir sebebi bulunuyor. Bu sebep ise daha sağlıklı daha huzurlu ve daha mutlu bir yaşam sürmek oluyor. Diğer taraftan bazı zamanlarda beklentilerimizi çeşitli olaylar için çok yüksek tutmak, her şeye yetişmeye çalışmak ve yaşanılan olumsuzluklara çok fazla odaklanmak gibi durumlar sebebiyle düşüncelerimiz dolayısıyla kendimizi mutsuzluk haline sürükleyebiliyoruz. Diğer taraftan bazı anlarda başkalarının sözlerine ve davranışlarına bağlı olarak kendi mutluluğumuzu onlara bağlama hatasına da düşerek kendimizi üzüyoruz. Kendi hayallerimizi, düşüncelerimizi ve algımızı diğer insanlar üzerinden tanımladığımız zaman mutluluktan uzak bir noktaya düşmemiz olasıdır. Fakat mutluluğu yakalamak o kadar zor bir şey değil ve yeni bir hayata başlayarak istediklerimizi elde edebiliriz.

Ortak bir kaygı hali ve mükemmel olma kaygısı çağın getirdikleri ile beraber pek çok insanda görülen bir durum. Her şeye yetişerek tüm bu işleri en iyi şekilde yapmaya çalışmak, zamana meydan okumak ve beklentileri çok yüksek tutmak gibi durumlar insanlarda yoğun bir kaygıyı da beraberinde getirebiliyor. Bu kaygılar tükenmişlik sendromunda da rol oynuyor ve kişiyi içten içe bitiriyor.

İşadamı Arkın Koçoğlu'ndan Ali Çakıcı'ya ziyaret İşadamı Arkın Koçoğlu'ndan Ali Çakıcı'ya ziyaret

Bazı insanlar için mutluluğun tek şartı sosyal konumu, ailedeki rolü ya da işteki başarısı haline geliyor. Bütün o yatırımların gerçekleştiği alanda işlerin istenildiği gibi gitmediği durumlarda mutsuzluk, motivasyonsuzluk ve çaresizlikleri de gelişebiliyor. Yaşama geniş bir pencereden bakıp ayrı ayrı her alanın kıymetini bilerek bu alanlara odaklanmak ise kişiyi negatif duygulardan ve negatif düşüncelerden uzaklaştırarak insanı mutlu edebiliyor.

Yaşamın iniş ve çıkışlarla dolu bir yolculuk olduğunun unutulmaması gerekir ve geçmiş zaman muhasebesi her senenin bitimi ile başlamaktadır. Diğer taraftan gereğinden fazla yaşanılan olumsuzluklara odaklanmak kişiyi geleceğe dair umutsuz bakmaya ve iyi olan şeylerin üstünü örtmeye itmektedir. Bunun yanı sıra gerçekçi değerlendirmeler yapmak ise önümüze her zaman daha pozitif bir şekilde bakmayı sağlamaktadır.

Gelecek ve geçmiş muhasebesinin içinde insanlar kendilerini hapsedip anı yaşamaktan mahrum kalıyor ve bu şekilde kendilerini cezalandırmaya devam ediyor. Geçmiş ve gelecekte yaşamaktan ziyade yaşanılan anın tadını çıkarmak insanlar için bir ödül oluyor ve mevcut zamanının tadı bu şekilde çıkarılabiliyor. İnsanların yapması gereken geçmişin geçmişte kaldığı ve geleceğin daha yaşanmadığının bilinciyle hareket etmeleridir.

Zaman zaman yaşadığımız olumsuz durumlar ile ilgili hem kendinize hem de başka insanlara karşı çok acımasız eleştiriler gerçekleştirebiliyor ve bunun sonucunda kendimizi üzebiliyoruz. Bunun yerine diğer insanları takdir ederek kendimizi de takdir etmeyi öğrenebiliriz. Yeni senede öncelikle kendinize ve daha sonra diğer insanlara karşı sağlıklı ve yapıcı eleştirilerde bulunarak onların davranışlarını övmeye özen göstermelisiniz.