Eski dönemlerden bugüne kadar kadınların güzelleşmek için kullandığı bir içecek olan kefir, bugün de tercih edilmektedir. Güzelleştirirken bir taraftan da zayıflamaya yardımcı olan kefir pek çok faydaları içerisinde bulundurmaktadır. Kraliçe Kleopatra tarafından da güzellik banyosu olarak kullanılan bu ekşimiş peynir suyu, Romalılar tarafından da bir ilaç olarak kullanılmaktaydı. Bağırsak ve mide hastalıklarına karşı birebir olarak kabul edilen kefir, dışarıdan satın almanın yanı sıra evde de yapılabilmektedir.
Kefirin içerisinde bulunan hidroksi asitler bağışıklık sistemine ve cilde çok iyi gelmektedir. Eski tarihlerde Fransız kadınları şarap yaptıktan sonra üzüm kozasını üzerine sürmekte idi ve İspanyol kadınları ise portakal posasını yüz maskesi olarak kullanmaktaydı. Bununla birlikte Macar kadınlarının da salça yapımı ardından domatesi yüzlerine sürmelerinin sebebi de bu durumdan kaynaklanmaktadır.
İçerisinde bulunan kalsiyum kemikleri korurken, potasyum da vücuttaki asit dengesini sağlamaktadır. Kefirin içimi ile birlikte demir, kan akışını düzenlerken vücuttaki fosfor, sodyum ve magnezyum gibi önemli fonksiyonu olan elementler de dengeler ve azalmamasına yardımcı olur. Bunun yanı sıra kefir sinir hücrelerine gerekli olan B vitamininin gönderilmesini sağlarken vücuda gerekli olan enerjiyi de pompalamaktadır.
Kefir tüketiminin yararları arasında bulunan bir diğer nokta ise tiroit bezlerine gerekli iyot miktarının gönderilerek akne ve sivilce izlerine iyi gelmektir. Fazla protein içermesi sebebi ile vücutta yağların yakılmasına ve yeni kasların yapılanmasına da yardımcı olmaktadır. Bu sebeple vücutta bir nevi yağ yakıcı görevi yapan kefir kas yapımının yanı sıra kilo vermede de oldukça etkilidir.
Bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi bulunan kefir kan basıncını da dengelemektedir. Kleopatra döneminden bugüne kadar tüketimine devam edilen kefir evlerde de sıklıkla tercih edilir. Unutulan ve geçmişte kalan içecek sağlıklı yaşama yönelen insanlar ve spor yapmayı sevenler tarafından yeniden keşfedilip günlük hayata getirmesi ile beraber kefir tekrardan tüketilmeye başlamıştır.
