Koronavirüs sendromu ardından görülebilen kokuları farklı algılama hastalığı için Profesör Doktor Altundağ ve ekibi tarafından modifiye koku egzersizi tedavisi geliştirildi ve söz konusu tedavinin dünya tıp literatürüne girdiği açıklandı. Koronavirüs sendromu ardından görülebilen ve kokuları olduğundan farklı algılama hastalığı için geliştirilen modifiye koku egzersizi tedavisi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Profesör Dr. Aytuğ Altundağ ve ekibi tarafından gerçekleşti.
Bazı kişiler koronavirüsü atlatmalarına rağmen belirtilerini taşımaya devam ediyor ve koku bozukluğu yaşayabiliyor. Koronavirüs sürecinde hastalar beyinlerindeki koku bölgelerinde yaşanan hasar sebebi ile kokuları karıştırıyor ya da farklı algılayabiliyor.
Koklanan kahveden bozulmuş yemek, acımtırak soğandan çürük ya da gül esansı parfümden kötü kokular alınabilirken bazı hastalar ise ter kokusuna bile katlanamaz bir hale geliyor ve yaşam kaliteleri düşüyor. Yemek yiyemeyen ve bu sebeple ciddi kilo kaybına uğrayan hastalar depresyona giriyor, unutkanlık problemi ile karşılaşıyor ve sosyalleşirken sıkıntılar yaşıyor.
Koronavirüs sonrasında parosmi yaşayan hastaların katılımıyla çalışma başlatan ve koku bozuklukları üzerine incelemeler yapan Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Acıbadem Hastanesi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Profesör Doktor Altundağ ve ekibi büyük başarıya imza attı.
Türk hekimlerinin parosmiye karşı geliştirmiş olduğu tedavi yöntemi söz konusu hastalığın etkinliği ispatlanan ilk çalışma olarak dünya tıp literatürüne kazandırıldı ve konu sağlık gündeminin üst sıralarında yer aldı.
Konu ile ilgili olarak önemli açıklamalarda bulunan Profesör Doktor Altundağ, hastalık sonrasında kendini toparlamaya çalışan vücudun koku moleküllerini tanıyamaması ve yanlış iyileşme mekanizması sonucu oluştuğunu belirtirken bazı hastalarda çok uzun sürdüğünü ve tedavi edilmediği zaman kalıcı olabildiğini ifade etti.
Altındağ hastalığın karantina döneminin bittiği zaman parosmisinin de kendi kendine geçmesi durumunda herhangi bir tedaviye gerek kalmadan normal hayatına devam edebileceğini ifade etti.
