Avustralya hükümeti, Filistin hareketi Hamas'ın tamamını yasadışı "terörist" örgütler listesine listelemeyi planladığını açıkladı.

Hamas sözcüsü Hazem Qassem de buna yanıt olarak El Cezire'ye hareketin Perşembe günü Avustralya'nın kararını şiddetle kınadığını belirterek, hareketin İsrail'e karşı açık bir önyargıya işaret ettiğini söyledi. Yetkili, planlanan listenin Filistinlilerin İsrail işgaline direnme hakkını koruyan uluslararası yasalara aykırı olduğunu da sözlerine ekledi.

"Hamas, işgale uluslararası yasalara ve kararlara ve insani yardım anlaşmalarına uygun olarak direnen ulusal bir kurtuluş hareketidir" dedi.

Qassem, "Terörist olarak sınıflandırılması gerekenler, Filistinlileri kasten hedef alan ve uluslararası ve insani yasa ve antlaşmaları ihlal eden İsrail işgalidir." dedi.

Avustralya daha önce 2003 yılında Hamas'ın El-Kassam Tugayları askeri kanadını "terör" grubu olarak listelemişti, ancak Nisan ayında yürürlüğe girecek yeni atama, örgütü siyasi kanadı da dahil olmak üzere bütünüyle listeleyecek.

Hamas, 2007'den beri kuşatmadaki Gazze Şeridi'ni yönetiyor ve o zamandan beri İsrail ile art arda savaşlar yürütüyor. İsrail'in geçen yıl Mayıs ayında Gazze'ye düzenlediği son 11 günlük saldırıda 66'sı çocuk olmak üzere en az 248 Filistinli hayatını kaybetmiş, 1900'den fazla kişi de yaralanmıştı. Gazze'den yapılan roket atışlarında İsrail'de ikisi çocuk olmak üzere en az 12 kişi hayatını kaybetti.

İçişleri Bakanı Karen Andrews, "Hamas'ın ve bugün listelenen şiddet yanlısı aşırılık yanlısı grupların görüşleri son derece rahatsız edicidir ve Avustralya'da nefret dolu ideolojilerine yer yoktur." dedi.

Atama, Hamas'a 25 yıl hapis cezasına çarptırılan belirli suçlarla birlikte finansmanına veya diğer destek sağlanmasına kısıtlamalar getirecek.

Andrews, "Yasalarımızın sadece terör eylemlerini ve teröristleri değil, aynı zamanda bu eylemleri planlayan, finanse eden ve gerçekleştiren örgütleri de hedef etmesi hayati önem taşımaktadır." dedi.

Ancak Filistinlilerin haklarını destekleyen Avustralyalılardan oluşan ulusal bir koalisyon olan Avustralya Filistin Savunuculuk Ağı, barış nedenini ilerletmek için hiçbir şey yapmadığını ve şu anda 15 yıllık İsrail ablukası altında yaşayan iki milyon insan için daha fazla acı yaratacağını söyleyerek atamaya katılmadı.

Ağ Başkanı Piskopos George Browning, "Hükümet barışçıl bir çözüm arama görevinde başarısız oldu ve filistin'e bir dizi kural uyguladığını ve diğerini İsrail'e uyguladığını gösterdi." dedi.

İsrail bu hamleyi memnuniyetle karşıladı

İsrail Başbakanı Naftali Bennett, Avustralya'nın bu hareketini memnuniyetle karşılayarak, "terörle küresel mücadelede önemli bir adım daha" olduğunu tweetledi.

İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid de Avustralya'nın İsrail Büyükelçisi Paul Griffiths'e İsrail'in terör örgütlerini engelleme amaçlı uluslararası çabasında "önemli bir adım" olarak nitelendirdiği için teşekkür etti.

Siyonist Avustralya Federasyonu Başkanı Jeremy Leibler, Hamas listesinin Avustralya'nın "nefret ve terörizmi mutlak olarak reddettiğini" açıkça ortaya koydu.

Leibler yaptığı açıklamada, "Hamas'ın terör örgütü tanımına tam olarak uyduğunda kesinlikle şüphe yoktur." diyerek, kararın Avustralya'yı ABD, Avrupa Birliği, İngiltere ve Kanada ile uyumlu olduğunu da sözlerine ekledi.

ABD ve Kanada uzun zamandır Hamas'ı terör örgütü olarak belirlemektedir. Benzer bir Avrupa Birliği kararı, hamas'ın terör listesine geri dönmesiyle sonuçlanan uzun süreli bir mahkeme savaşına konu olmuştu.

Geçen yıl Kasım ayında İngiltere, İçişleri Bakanı Priti Patel'in Hamas'ın siyasi ve askeri kanatlarını ayırt etmenin mümkün olmadığını savunarak harekete geçmesi üzerine grubu terör örgütü olarak yasaklamıştı.

Webtures'dan Yenilikçi Hamle: Dijital Strateji ve Yapay Zeka Danışmanlığı Alanında Büyük İşbirlikleri Webtures'dan Yenilikçi Hamle: Dijital Strateji ve Yapay Zeka Danışmanlığı Alanında Büyük İşbirlikleri

İngiltere'nin bu hamlesinin ardından Arap-İngiliz Anlayış Konseyi Direktörü Chris Doyle, kararın barış ortamını iyileştirmeyeceğini söyledi.

Doyle o dönemde El Cezire'ye verdiği demeçte, "Birleşik Krallık hükümetinin terörizm ve Yahudi düşmanlığı konusunda sert görünmeye çalıştığı bir dereceye kadar jest siyaseti devam ediyor, ancak gerçek şu ki, bunun gerçekten önemli olduğu yerde sahada çok anlamlı bir etkisi olmayacak." dedi.

"Bunun bir sonucu olarak şiddetin bir sonucunu göreceğinizi sanmıyorum, yahudi karşıtı görüşlere sahip olanlar ve bunu fışkıranlar ne olursa olsun bunu yapacaklar." dedi.